Haberler

Haberler

“Tarihten Yansımalar”da Darbeler Tarihi Gün Yüzüne Çıkıyor

z21.12.2016

Tuzla Belediyesi tarafından düzenlenen “Tarihten Yansımalar” programının 3.sünde “Osmanlı’da Padişahlara İlk Darbeler” konusu işlendi. 6 asır 3 kıtada hakimiyet kuran Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten padişahlara yakın çevreden gelen darbeler, 15 Temmuz darbe girişiminin izleri ile birlikte değerlendirildi.
Gazeteci yazar Turgay Güler’in moderatörlüğünde düzenlenen programa Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil konuşmacı olarak katıldı. Şimşirgil, Osmanlı’da padişahlara darbelerin ilki olarak Fatih Sultan Mehmet’in tahttayken babası 2. Murat’a yazdığı yazı ile O’nu tekrar devlet yönetimine davet etmesinin ilk darbe sayılabileceğini söyledi. Devlet yönetimindeki ikiliğin tahtta bir süreliğine görev değişikliği oluşturduğuna dikkat çeken Şimşirgil, ilk darbenin Genç Osman’a yapıldığını söyledi. Darbelere uğrayan padişahlar ve imparatorluğun darbelerle gerilemesinin sonuçlarını paylaşan Şimşirgil, “1299’da kurulan Osmanlı İmparatorluğu, 1600 yılına kadar 50 bin km2’den 22 Milyon km2 alana ulaştı. 1617’de Genç Osman’a yapılan darbe ile Osmanlı’da darbeler başladı. İlk kez bir padişahımız darbe ile indirildi. Genç Osman Darbesi, Osmanlı tarihinde ilk açılan yaradır. İlk felakettir ama en büyük felakettir. Bir padişah tahtından kul tarafından indirildi ve o padişah öldürüldü. O yara artık açıla açıla büyüyecek, o kan büyüye büyüye akacak. Maalesef 22 milyon km2 toprağımız, 1600-1900 yılları arasındaki 300 yılın sonunda 1 milyona düşecek, o da düşman ayağı altında kalacak. İşte darbelerin en büyük zararlarını biz burada gördük. Genç Osman, 2. Osman Han, İbrahim Han, 4. Mehmet Han, 2. Mustafa Han, 3. Ahmet Han, 3.Selim Han, 4. Mustafa hep darbelerle indirildi. Çoğu şehit edildi” dedi. 

Herkesin Baş Olduğu Yerde Herkes Köle Olur!
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı İmparatorluğu döneminde en çok eleştirilen yöntemin kardeş katli olduğunu ama bunun dönemin şartları altında uygulanmak zorunda olduğunu vurguladı. Kardeş katlini “Zehirden içilen şerbet” olarak tanımlayan Şimşirgil, “Bir baş olmalı bir ülkede; bir gökte bir güneş, bir kında bir kılıç, bir ormanda bir arslan, bir gövdede bir baş varsa bir devlette de bir baş olmalı denildi ama bu acı bir reçete içirtti, acı bir zehir içirtti. Bunu bile tarihimizde hep Osmanlı’yı kötülemek için kullanmadılar mı? Başı olmayanın aşı olmaz. Bir başın olduğu yerde herkes bey olur, bey gibi yaşar. İki başın olduğu yerde herkes baş, herkesin baş olduğu yerde herkes köle olur” ifadesini kullandı. 

15 Temmuz Darbe Girişimini Püskürtemeseydik, Bugün Türkiye Halep Gibi Olacaktı!
Her darbenin ülke yönetimine ve geleceğine zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “15 Temmuz darbe girişiminde tabiri caiz ise eşikten döndük. 40 yılın projesinin son adımı uygulanmak istendi. Bana 15 Temmuz’dan önce böyle bir tablo sorulsa “Bu şekilde bir kurtuluşu bekliyor musunuz?” denilse düşünürdüm. Eğer 15 Temmuz darbe girişimini püskürtemeseydik inanın bugün Türkiye Halep gibi olacaktı. 15 Temmuz’da darbeciler amacına ulaşsa en az 5 milyon insan ölmüştü ama 10 milyon, 20 milyon kişi de ölebilirdi. Ülkemizin ne zaman durulacağı belli olmazdı, bilemiyorum. Bu milletin mayası sağlam ve temiz. Ben, milletimizin sağduyusuna müthiş inanırım ve güvenirim. Onun için bu sağduyuyu Fetö tipli adamlarla bozmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.